Aytunç Erkin yazısında, Hikmet Çiçek’in Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan yeni kitabı “FETÖ’nün ‘Solcuları’” adlı kitabını anlattı.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) üyesi Mücteba Kılıç, FETÖ operasyonu kapsamında tutuklanmasını ve itirafçı olup 100’den fazla ismi verdiğini hatırlatan Erkin, Çiçek’in yeni kitabında yer alan dikkat çeken ayrıntıları aktardı.
Aytunç Erkin’in bugünkü yazısı şöyle:
“CIA'nın en tepesindeki beş kişiden biriyken emekli olup Pentagon'a bağlı strateji üretme merkezi Rand Corperation'un başına geçen Graham Fuller'in öğrencileri hep şu cümleyi kurdu: ‘Kemalizm öldü, Türkiye'ye ılımlı İslam lazım.’
1990'larda dillendirilmeye başlanan bu slogan, 2007'de ‘Ergenekon' operasyonlarıyla tacını taktı!
20 yılını hapishanelerde geçirmiş gazeteci-yazar
Hikmet Çiçek'in yeni çıkan kitabını okuyorum:
FETÖ'nün ‘Solcuları'…
Unutmuştuk… Çiçek hatırlattı:
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) üyesi
Mücteba Kılıç, FETÖ operasyonu kapsamında
tutuklandı.
İlk olarak Genç Siviller grubu ile
tanınan DSİP üyesi Kılıç'ın,
üniversite yıllarında Gülen'in yanında
ağlayarak şiir okuduğu görüntüleri ortaya çıkmıştı.
Kılıç, FETÖ üyeliğinden 26 ay hapis yattı.
Yargılandığı davada, etkin pişmanlık
hükümlerinden faydalanarak itirafçı oldu.
Mahkemeye 100'den fazla örgüt mensubunun
ismini yazılı olarak veren Kılıç tahliye edildi.
Ocak 2014'te ‘Yolsuzluğu da Ergenekon'u da aklama’
başlığıyla 100 aydının imzaladığı bildiri,
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP)
tarafından organize edilmişti.
Bildiri, Baskın Oran, Cemal Uşşak,
Ferhat Kentel, Ömer Faruk Gergerlioğlu,
Roni Margulies, Cengiz Aktar'ın aralarında olduğu,
kendilerine ‘aydın’ diyen yüz kişinin
imzasını taşıyordu.
Düşünsenize…
Siz kendinizi ‘Marksist' diye tanımlayacaksınız
ya da ‘solcu' ve Fetullah'la iş tutacaksınız!
‘HUZUR HAKKI' PARASI!
İddia ciddi… Okuyalım:
Kimi Abant Toplantıları'nın müdavimi oldu,
kimi Türkçe Olimpiyatları'nın…
Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'ndan
ödül almak için sıraya girdiler.
‘Hocaefendi’nin iftar yemeklerinde boy gösterdiler.
Karşılığında ‘huzur hakkı’ diyerek para aldılar.
Ertuğrul Günay, Fethullahçı medyaya
en çok çıkartılan, en çok parlatılan
siyasetçilerin başta geleniydi.
‘Sol’ gelenekten gelen Ertuğrul Günay'ın
Kültür Bakanlığı döneminde bakanlığa
bağlı bütün genel müdürlüklerin,
bölge ve il müdürlüklerinin çok önemli
bir kesimi değiştirildi.
Yapılan tasfiyelerle gönderilenlerin
yerine gelenler geçmiş dönemlerde
İslamcı oldukları iddiasıyla görevden
alınan bürokrat ve memurlardı!
Fethullahçılar tarafından çok parlatılan
siyasetçilerden biri de ÖDP'nin eski
genel başkanı ‘solcu’ Ufuk Uras'tı.
Günay ve Uras Fethullahçı medyanın
demirbaşlarıydı.
Ahmet Altan, Fethullahçı Taraf gazetesinin
yöneticiliğini yapmış solculardandı.
Abant Toplantıları gibi FETÖ etkinliklerinin de
eski solcu demirbaşları vardı.
Soru şu: Karşılığında ‘huzur hakkı’ diyerek para alanlar kimler?
ESKİ SOLCU PİYASASI
Kitabın en önemli tespiti:
‘FETÖ, çürüyen bir sistemin,
kapitalizmin ürünüdür.
Çürüyen sistem kendi aydınını üretemez.
Onun için FETÖ, sosyalist aydın döküntülerini
kırpıp yıldız yapmak zorunda kalmıştır.’
Devam edelim: Kuşkusuz bu kitapta adları
geçen herkesi FETÖ'cü diye suçlamıyoruz.
Ancak bir dönemde, şu ya da bu nedenle
cemaatee yakın durmayı tercih etmiş olanların
bir tablosunu çıkarmayı hedefliyoruz.
Eski solcu olmanın bir piyasası vardır.
Sistem, eski solcularla kendini taçlandırır.
Eski solcuyu kullanmanın karşılığını da öder.
Böylece, ‘kendini kullandırma’, paraya tahvil edilir.
Bütün dünyada böyle kişilere
‘kullanışlı aptallar’, bu tutuma da
‘kullanışlı aptallık’ deniyor.
Kuşkusuz bu kitapta adları geçen
herkesi FETÖ'cü diye suçlamadığımız gibi,
‘solcu’ dediğimiz isimlere de
gerçekten solcu demiyoruz;
çünkü bu solculara ve solculuğa büyük haksızlık olur.
Kitaptaki ‘solcular’ bir dönem solculuk
yapmış ama solculuktan dönmüş,
solculukta yaptığı ideolojik birikimi
nedeniyle de FETÖ'nün entelektüel
kapasite ihtiyacını giderebilmiş isimlerdir.
Sonuç: Fetullah, bir zamanların
sosyalist aydınlarını satın almış ve
onları ön cepheye sürmüştür.
Peki… FETÖ'nün ‘sağcıları' yok mu?”
Odatv.com