DÜŞÜNCE PENCEREMDEN – 4
Avukat Mehmet Öngen

Bilirsiniz ; eski bir Kızılderili Atasözü şöyle diyordu ; İNSANLARA BALIK VERMEK YERİNE BALIK TUTMAYI ÖĞRETİN !
Bu fikre katılmamak mümkün değil. Ama aklıma şöyle bir soru beliriyor :
Ya o balıkları tutacak denizleri öldürürsek ya da ne bileyim, balıkların yaşadığı o nehirler de, gün gelip de içinde canlı yaşayamayacak denli kirlenirse....
Balıkları nerede tutacağız ?
Bu, bizlere ütopik bir senaryo gelebilir. Ama yaşı ellinin üzerinde olanlar, hafızalarına şöyle kısa bir tur yaptırdıklarında bu tehlikenin öyle hiç gerçekleşmeyecek bir olasılık olmadığını pek ala görebileceklerdir.
Dünyanın ne zaman doğduğu konusunda bilimsel tezler değişiyor.
Dünyanın ölümüyle ilgili ise bilimsel bir tarih yok. Ancak katillerin yoğun çalışma temposuna bakılınca, bunun çok da gecikmeyeceğinden korkabiliriz. Çünkü böylesine korkunç bir çevre saldırısı ve katliamlarına karşı bu yaşlı dünyamız ne kadar uzun süre dayanabilecek ki...
Yirmibirinci yüzyıldaki teknolojik gelişmeler, insanlık tarihi içinde YİRMİBİN YILLIK İLERLEMEYE EŞ DEĞER OLACAK !
BİZİM YAŞAMAMIZA YARDIM ETMEK İÇİN YARATILMIŞ MAKİNALAR, AYNI ZAMANDA BİZLERİ ÖLDÜRMEYE DE DAVET EDİYOR.
Büyük şehirler, yürümeyi ve nefes almayı yasaklıyor.
Kimyasal bombardıman ,kutuplardaki buzları eritiyor. Kaliforniya’daki bir seyahat acentası buzullara elveda demek için Grönland’ turlar düzeliyor.
Vietnam Savaşında ABD’nin attığı AGENTE ORANGE isimli kimyasal nedeniyle 60 yıl sonra bile hala orada sakat bebekler doğuyor.
Denizler kıyıları yutuyor ve balıkçıları ağlarına balık yerine denizanaları takılıyor.
Son birkaç yılda Çanakkale’mizdeki musilaj sorunu bizlere bir mesaj vermiyor mu ?
“Doğa artık çok yoruldu” diye yazmıştı İspanyol keşiş Alfonzo de Carvallo. Hem de taaaa 1695 yılında. Bugünleri görse ne derdi acaba ?
Bir ironi ile bitirelim bu yazımızı da :
Yıldızlar neden tir tir titriyor ?
Yakında gökyüzündeki diğer gezegenleri istila edeceğimizi hissediyorlardır belki de.
